Özbekistan‘ın başkenti Taşkent’te “Ceditler: Milli Kimlik, Bağımsızlık ve Devletçilik Fikirleri” başlıklı uluslararası konferans başladı.
Özbekistan Kitle İletişim Araçlarını Destekleme Vakfı, Özbekistan Bilimler Akademisi ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) tarafından organize edilen toplantıya, Özbekistan Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Saida Mirziyoyeva, TDT Genel Sekreteri Kubanıçbek Ömüraliyev, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş’in de aralarında bulunduğu çok sayıda yerli ve yabancı davetli katıldı.
Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, konferans katılımcılarına yolladığı mesajda, “dilde, fikirde, işte birlik” gayesi ile çeşitli faaliyetlerde bulunan cedit ecdatlarının, milleti cehaletten ve geri kalmışlıktan kurtarmanın asıl yolunun ilimde ve irfanda ilerlemek olarak gördüğünü kaydederek, ceditlerin bu amaçla ülkede yeni usul okul, tiyatro, kütüphane ve yayınevleri açtığını, toplumun bakış açısını ve yaşam tarzını değiştirmek amacıyla gazete ve dergiler yayınladığını, gençleri eğitim almak üzere gelişmiş ülkelere gönderdiğini aktardı.
O dönemde Sovyet rejiminin baskısına maruz kişilerin aklanmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü belirten Mirziyoyev, “Sovyet rejiminin baskısına maruz kalan 1000’den fazla kişinin Özbekistan Yüksek Mahkemesi tarafından aklanması, tarihi adaletin yeniden tesis edilmesi yolunda yeni bir adım oldu.” ifadesini kullandı.
Mirziyoyev, mesajında ayrıca Özbekistan’da her sene ağustos ayında “Baskı Kurbanlarını Anma Ayı” etkinliklerini düzenlenmesinin planlandığını kaydetti.
“Alfabe meselesinde son noktayı koymalıyız”
Saida Mirziyoyeva da Özbekistan’ın Latin alfabesine geçiş sürecindeki zorluklara değindi.
Alfabe reformunun yeni tartışmalara, anlaşmazlıklara, öngörülemeyen mali maliyetlere yol açabileceğini aktaran Saida Mirziyoyeva, “Ancak vatanın ve milletin adının doğru yazılması söz konusu olduğunda bu tür tartışmaların durdurulması, alfabede bazı değişikliklerin yapılması ve böylece alfabe meselesinde kesin olarak son noktanın konulması gerektiğine inanıyorum.” dedi.
Halihazırda alfabe konusunda tarihte yapılan bu hataları düzeltecek siyasi irade, imkan ve koşulların bulunduğunu, tek yumruk halinde hareket edilmesi gerektiğini kaydeden Saida Mirziyoyeva, “Geçmişte çok hatalar yaptık, ülkenin kalkınmasına, milletin kalkınmasına hizmet edenleri aşağıladık, aydınları, ceditleri öldürdük, öğretmenleri köleleştirdik. Tarihte yapılan bu hataların etkisinin devam edeceğini düşünüyorum ama kesin olan bir şey var ki bugün bu yanlışları düzeltecek siyasi irade, imkan ve koşullar var. Bu fırsatı kaçırırsak, ortak fikirler etrafında birleşmezsek, kısacası tek güç, tek yumruk gibi hareket etmezsek gelecek bizi affetmeyecektir.” şeklinde konuştu.
Ömüraliyev de cedit hareketinin Türkistan coğrafyasının kalkınmasına, bölgede eğitimin, irfanın ve bilimin gelişmesine büyük bir katkı sağladığını anlatarak, ceditlerin faaliyetlerinin araştırılması açısından önemli olan bu konferans kapsamındaki çalışmalar için başarılar diledi.
Konferans kapsamında bilim insanları iki gün boyunca farklı oturumlarda sunumlar yapacak, ardından da tarihi Buhara şehrini ziyaret edecek.
19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında Rus İmparatorluğu etkisi altında kalan Türk kökenli Müslüman halklar arasında ortaya çıkan sosyal-siyasi ve yenilikçi bir hareket olan cedit hareketi ve üyeleri, 20. yüzyılın başında Sovyet rejimi tarafından yok edildi.